NAFAKANIN ARTIRILMASI DAVASI

NAFAKA ARTIRIM DAVASI

Nafaka; boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek tarafın, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan malî gücü oranında aldığı yardımdır.  Nafaka miktarının sosyal ve ekonomik koşullara göre nafaka alacaklısı bakımından yetersiz olması halinde nafakanın artırılması davası açılır.  Nafakanın artırılması davası, nafaka alacaklısı tarafından nafaka borçlusuna karşı açılır. Yani nafakanın artırılması davasında davacı nafaka alan kimse, davalı ise nafaka ödeyen kişidir. Nafaka türleri 4 tanedir. Bunlar; Tedbir Nafakası, İştirak Nafakası, Yoksulluk Nafakası ve Yardım Nafakasıdır.

İlgili İçerikler
Nafakanın Artırılması Davası
Tedbir Nafakası
İştirak Nafakası
Yoksulluk Nafakası
Yardım Nafakası
Nafakanın Kaldırılması Yada Azaltılması Davası

Tedbir Nafakası: Boşanma ve ayrılık davası açıldığında hakim, davanın devamı süresince eşlerin barınması, geçimi, çocukların bakımı ve korunması için gerekli olan tedbirleri alır. Tedbir nafakası da boşanma davası müddetince yoksulluğa düşecek olan eşin mağduriyetini önlemek amacıyla verilen nafakadır.

İştirak Nafakası: Velâyetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuk ile kişisel ilişkisinin düzenlenmesinde, çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlâk bakımından yararları esas tutulur. Bu eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır. Çocuğun velayetini alamayan eş, çocuğun velayetini alan eşe çocuk için iştirak nafakası öder.

Yoksulluk Nafakası: Yoksulluk Nafakası, boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek tarafın, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan malî gücü oranında süresiz olarak aldığı bir nafaka türüdür. Bu nafakanın ödenmesi için nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz. Yoksulluk nafakası, TMK 175. maddede düzenlenmiştir. 

Yardım Nafakası: Yardım edilmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan altsoy, üstsoy ve kardeşlere verilen nafakaya yardım nafakası denilmektedir. TMK madde 364 gereğince; herkes, yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve altsoyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür.

Boşanma davaları sonucunda karara bağlanan nafaka kesin olmayıp, gerekli şartlar oluştuğunda artırılması yoluna gidilebilmektedir. Değişen ekonomik koşullar, eşin ve çocukların ihtiyaçlarının artmasına karşılık mevcut nafakanın bu ihtiyaçları karşılamaya yetmemesi gibi hallerde, nafakanın artırılması davası açılabilmektedir.

NAFAKA ARTIRIMI NEYE GÖRE BELİRLENİR?

Nafaka alan kişinin giderleri ile nafaka ödeyen kişinin gelirinde nafakanın hükmedildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik yoksa, yoksulluk nafakası TÜİK’İN yayınladığı ÜFE oranında arttırılmalıdır. Artış tarihi olarak da nafakanın kesinleştiği tarih belirlenir.

TMK 176/4 md. göre; yoksulluğun ortadan kalkması hâlinde mahkemece nafakanın kaldırılabileceği gibi, tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hâllerde iradın arttırılması veya azaltılmasına da karar verilebilir.

Herkes sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama, maddi ve manevi varlığını geliştirme hakkına sahiptir (Anayasa 17/1, 55). Şu hâlde, bu temel hakkın tabii sonucu yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanlar yoksul kabul edilmiştir (HGK 1998/2-656 E., 1998/688 K.). Hukuk Genel Kurulunun yerleşik kararlarında “Asgari ücret seviyesinde gelire sahip olunması” yoksulluk nafakası bağlanmasını olanaksız kılan bir olgu kabul edilmemiştir (HGK 07.10.1988 gün 1998/2-656 E., 1998/688 K., 26.12.2001 gün 2001/2-1158-1185 sayılı ve 01.05.2002 gün 2002/2-397-339 sayılı kararları).

NAFAKANIN ARTIRILMASI DAVASININ ŞARTLARI

  • Nafaka alacaklısının, paranın alım gücü karşısında ihtiyaçlarının artması, buna karşılık bu ihtiyaçlarını karşılayamayacak duruma düşmesi
  • Ödenmekte olan nafaka miktarının giderleri karşılamaya yetmemesi
  • Nafaka borçlusunun ekonomik gücünde ve gelirinde artış söz konusu olması
  • gibi sebeplere dayanılarak nafakanın artırılması talep edilebilmektedir. Yani mali durumların değişmesi ve hakkaniyetin bunu zorunlu kılması halinde, nafakanın artırılması davası açılabilecektir.

NAFAKA ARTIRIM DAVASINDA ZAMANAŞIMI

Nafaka artırım davasında zamanaşımı yoktur. Nafaka artırım davasında mevcut nafaka tarihi, gelişen koşullar ve şartlar, tarafların ekonomik durumu önemli rol oynar. Nafaka devam ettiği müddetçe, nafaka alacaklısı değişen koşullar ve haklı sebeplerin olması durumunda her zaman nafaka artırım davasını açabilir.

NAFAKA ARTIRIM DAVASI YETKİLİ VE GÖREVLİ MAHKEME

Nafakanın artırımı davasında görevli mahkeme, Aile Mahkemesidir. Yetkili olan mahkeme ise TMK madde 177 uyarınca nafaka alacaklısının yerleşim yeri mahkemesidir. Nafakanın artırılması davası, nafaka alacaklısının yerleşim yeri Aile Mahkemesi’dir. Dava açılacak yerde aile mahkemesi bulunmuyor ise Asliye Hukuk mahkemesi, Aile Mahkemesi sıfatıyla bu davaya bakabilir.

NAFAKANIN ARTIRILMASI DAVASINDA İSPAT

Nafakanın artırılmasını dava eden tarafın, aldığı nafakanın yetersiz olduğunu çeşitli belgelerle ispatlaması gerekir. Bu noktada delil olarak birtakım hususları ileri sürülebilecektir. Bunlar faturalar, artan masraflar, ev kirası, gelir azalması veya çocuğun eğitim masrafları için yapılan harcamalar olabilmektedir. Özellikle iştirak nafakası noktasında çocuğun okul, özel ders, özel kurs gibi masrafları varsa bunların da belgelenmesi gerekir. Bunlar dışında karşı tarafın bir gelir artışı varsa, buna ilişkin olarak da ilgili belgeler mahkemeye delil olarak sunulmalıdır.

NAFAKANIN KALDIRILMASI YA DA AZALTILMASI

Tarafların mali durumu değişirse yada hakkaniyet gereği nafaka oranında değişiklik yoluna gidilebilir. Nafaka miktarı konusunda taraflar arasında sözleşme var olsa da, nafaka miktarı azaltılabilir yada kaldırılabilir. Ancak nafakanın kaldırılması yada indirilmesi için belirli şartların gerçekleşmesi gerekir.

NAFAKA ARTIRIM DAVASI YARGITAY KARARLARI

Nafakanın ÜFE oranında Artırılması

“…Somut olayda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında boşanma davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu iddia ve ispat edilmemiştir. O halde, mahkemece; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’ in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yüksek nafaka takdiri doğru görülmemiştir.

Yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK’ nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA...” (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi  T.04.05.2016 2016/2991 E., 2016/7137 K.)

İştirak Nafakasının Artırılması

“…Somut olayda; davalı babanın elektrik elektronik mühendisi olduğu, aylık 7.500 TL civarında gelirinin bulunduğu, Aralık 2015’te işten ayrıldığının bildirildiği, 1.300 TL kirada oturduğu, üzerine kayıtlı bir aracının olduğu, yeniden evlendiği, bu evliliğinden bir kızı olduğu, davacı annenin ise; ev hanımı olduğu, herhangi bir gelirinin bulunmadığı, annesine ait eve 500 TL kira ve 230 TL aidat ödediği anlaşılmaktadır.

Nafaka artırım davasının açılması belli bir zaman geçmesine bağlı tutulmadığı gibi, her dava açıldığı tarihe göre değerlendirilmelidir. Önceki davanın kesinleşme tarihi ile bu davanın açıldığı tarih arasında yaklaşık 3 yıl süre geçmiştir. Bu süre içinde tarafların sosyal ve ekonomik durumları değiştiği gibi, çocukların yaşı ve ihtiyaçları da doğal olarak artmıştır. O halde, mahkemece yapılacak iş; müşterek çocukların yaşı, eğitim durumu, ihtiyaçları, davacı anne ile nafaka yükümlüsü babanın ekonomik durumu gözetilerek, uygun bir nafaka artışına karar verilmesi gerekir. Yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde, davalının gelirinde olağanüstü değişiklik bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir...” (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi T. 07.06.2017   2016/19704 E., 2017/9326 K.)

Nafakanın Artırılması Davası

“…Somut olayda; tarafların 2002 yılında boşandıkları ve müşterek çocuk 1999 doğumlu ...'in velayetinin davacı anneye verildiği, 2011 yılında açılan son nafaka artırım davası neticesinde ise müşterek çocuk için 2009 yılında açılan nafaka artırım davasında 250 TL olarak belirlenen iştirak nafakasının 200 TL artışla aylık 450 TL'ye yükseltilmesine ve kararın kesinleşmesinden itibaren nafakanın TÜİK' in belirlediği ÜFE oranında artırılmasına karar verildiği ve bu kararın temyiz edilmeden 13.12.2011 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.

Yine dosya kapsamında yer alan tarafların sosyal ve ekonomik durum araştırma sonuçlarına göre ise; davacının hava ikmalde radar sistem mühendisi olarak görev yaptığı, aylık 4.000 TL geliri bulunduğu, üzerine kayıtlı 1 dairesi ile 1 aracı bulunduğu, aylık 1.100 TL kredi ödemesi bulunduğu; davalının ise mühendis olup özel bir şirkette çalıştığı, aylık 4.100 TL maaşı bulunduğu, babasına ait evde ikamet ettiği anlaşılmaktadır. Dosya kapsamında yer alan öğrenci belgesinden müşterek çocuğun ... Lisesi 10. sınıfta eğitim gördüğü, okulun yıllık öğrenim ücretinin ise 9.000 TL olduğu tespit edilmektedir. Bu durumda, tarafların yukarıda ifade edilen sosyal ve ekonomik durumları, müşterek çocuğun yaşı, özel okulda eğitimine devam ediyor olması, son nafaka artışının 2011 yılında hüküm altına alınmış olduğu da nazara alındığında mahkemece yanılgılı değerlendirme ile ÜFE artışı ile ulaşılan nafaka miktarı dikkate alınmak suretiyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Hal böyle olunca mahkemece; yukarıda ifade edilen yasa hükümleri ve açıklamalar dikkate alınmak suretiyle müşterek çocuğun yaşı, ihtiyaçları, özel okulda eğitim görmesi ve son afaka artışının 2011 yılında hüküm altına alınmış olması, aradan geçen sürede müşterek çocuğun ihtiyaçlarında olan artış ve davalının gelir durumu ile davalının gelir ve giderleri de dikkate alınmak suretiyle TMK' nun 4. maddesi gereğince hakkaniyete uygun miktarda nafaka artırımına hükmedilmesi gerekirken , eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.” (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi T.13.02.2016, 2016/11689 E., 2017/1234 K.)

Nafakanın Artırılması Davasında Nafaka Borçlusunun Ekonomik Durumu

“…Somut olayda; davalı babanın sosyal ekonomik durumunun araştırılmasına ilişkin yazıya cevap verilmediği anlaşılmaktadır. Davalı babanın ekonomik ve sosyal durumunun tespit edilmeden eksik inceleme ile iştirak nafakasının artırılmasına karar verilmiş olması isabetli olmamıştır. O halde mahkemece yapılacak iş; davalı babanın ekonomik sosyal durumu ayrıntılı olarak araştırıldıktan sonra ortak çocukların ihtiyaçlarında meydana gelen artış, tarafların ekonomik sosyal durumları, halen ödenen nafaka miktarı nazara alınarak karar verilmesi gerekir iken; yazılı şekilde eksik araştırma ile karar verilmesi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.” (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi  T.25.05.2017, 2016/19844 E., 2017/8111 K.)

Boşanma avukatı ve İstanbul Boşanma Avukatı Tavsiyesi hususunda bilgi almak için hukuk büromuz ile iletişime geçebilirsiniz. İnternet sitemizde yer alan tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Esra Akyıldız Yaşar'a aittir. Sitemizdeki makalelerin kopyalanması ve izinsiz olarak alınması durumunda hukuki ve cezai işlem yapılacaktır.