TEDBİR NAFAKASI

Tedbir nafakası, boşanma ve ayrılık davalarının açılmasıyla beraber hakim tarafından hükmedilen ve tarafların bu süreçte sosyal ve ekonomik olarak olumsuz etkilenmemeleri adına verilen bir nafaka türüdür. Tedbir nafakası, Türk Medeni Kanunu madde 169 maddesinde düzenlenmiştir. Boşanma veya ayrılık davası açılınca hâkim, davanın devamı süresince gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri re’sen alır.

Boşanma davalarında tarafların sosyal ve ekonomik durum araştırması yapıldıktan sonra boşanma davasının açıldığı tarihten itibaren geçerli olmak üzere hakim tedbir nafakasına hükmeder. Tedbir nafakasına re’sen hükmedilebilir. Tedbir nafakası, geçici bir önlemdir. Boşanma kararı kesinleşene kadar tedbir nafakası devam eder.

TEDBİR NAFAKASININ ŞARTLARI

Tedbir nafakasına hükmedilmesi için boşanma şart olmayıp, eşlerin ayrı yaşaması durumunda da hakim bu önlemi alabilmektedir. Türk Medeni Kanunu madde 197 uyarınca; eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddî biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir. Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hâkim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır.

TEDBİR NAFAKASININ VERİLMEYECEĞİ HALLER

Boşanma ve ayrılık davalarında, tarafların kusur durumu hiçbir şekilde tedbir nafakasının takdirine etkili bir unsur değildir. Kusurlu eş yararına dahi, bu tedbirlerin alınması mümkündür. Yine, her iki tarafın da gelirinin bulunması tedbir nafakası verilmesini engelleyici bir hâl değildir. Ancak eşlerin ekonomik güçlerinin birbirine yakın olması durumu söz konusu ise bu durumda geçici tedbir nafakası verme zorunluluğunun ortadan kalkacağı söylenebilir. Ayrıca belirtilmelidir ki, Yargıtay içtihatları ile bir başkası ile evlilik dışı birliktelik yaşayan eşe tedbir nafakası verilmeyeceği hususu benimsenmiştir.

TMK' nın 169. maddesi uyarınca takdir edilen tedbir nafakası, açılan boşanma davası kapsamında alınan geçici nitelikteki bir önlem olarak hâkim tarafından yargılama sırasında kaldırılmadığı takdirde boşanma davasında verilen kararın kesinleşmesi ile kendiliğinden sona erer. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu T. 25.10.2018, 2017/1891E., 2018/1577 K.)

Koşulların değişmesi halinde hakim, eşlerden birinin istemi üzerine kararında gerekli değişikliği yapar veya sebebi sona ermişse alınan önlemi kaldırır.

TEDBİR NAFAKASI ZAMANAŞIMI

Nafakaya ilişkin ilamlar, bir borcun veya bir hakkın varlığını belirten ilamlar gibi olmayıp, nafaka alacağı zaman geçtikçe borçlu zimmetinde tahakkuk edeceğinden, takip gününden geriye doğru on yıldan önce işlemiş olan nafaka alacağının zamanaşımına uğradığının kabulü gerekir. (Yargıtay 12. Hukuk Dairesi T.23.09.2019, 2019/9724 E., 2019/13231 K.)

TEDBİR NAFAKASINDA GÖREVLİ VE YETKİLİ MAHKEME

Tedbir nafakası davaları bakımından görevli mahkeme; nafaka talebi boşanma davası içinde olsun veya olmasın, Aile Mahkemesidir. Aile mahkemesinin bulunmadığı yerlerde ise bu davalar Aile Mahkemesi sıfatıyla Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülmektedir.

Yetkili mahkeme ise; tedbir nafakası boşanma ya da ayrılık davası içinde talep edilmişse, bu davanın görüldüğü Aile Mahkemesi’dir. Eğer ki tedbir nafakası boşanma ya da ayrılık davası içinde talep edilmeyip ayrı bir dava ile talep edilecekse, o halde yetkili mahkeme eşlerden birinin yerleşim yeri Aile Mahkemesi’dir.

TEDBİR NAFAKASI YARGITAY KARARLARI

Müşterek Çocuk İçin Tedbir Nafakasına Hükmedilmesi 

“…Müşterek çocuk A. 22.06.1999 doğumlu olup, idrak çağındadır. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinin 12, Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesinin 3. ve 6. maddeleri uyarınca A. dinlenilmeden ve Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair 4787 sayılı Yasanın 5. maddesi gereğince uzman veya uzmanlar görüşü alınmadan eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru değildir.

Dava tarihinde ve halen müşterek çocuğun davalı yanında bulunduğu anlaşılmaktadır. O halde çocuk için hükmolunacak nafakanın dava esnasında anne yanında kalmış ise bu dönem tespit edilerek bu süre için "tedbir" ve kararın kesinleşmesinden itibaren "iştirak nafakası" şeklinde hükmedilmesi gereklidir. Bu husus gözetilmeden çocuk için davacı anne yararına dava tarihinden itibaren tedbir nafakasına hükmedilmesi usul ve yasaya aykırıdır.” (Yargıtay 2. Hukuk Dairesi T. 02.06.2011 2010/9309 E., 2011/9715 K.)

Başka Bir Erkekle Yaşayan Eşe Tedbir Nafakasına Hükmedilemez 

“…Davalı-karşı davacı (kadın)’ın, 2007 yılının Ocak ayından beri bir başka erkekle evliymiş gibi fiilen birlikte yaşadığı, infak ve iaşesinin bu kişi tarafından karşılandığı, yapılan soruşturma ve toplanan delillerden anlaşılmaktadır. Bu halde yararına tedbir nafakası (TMK.md.169) tayin edilemez. Bu husus nazara alınmadan, kadın yararına tedbir nafakasına hükmolunması doğru bulunmamıştır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda (2.) bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA…” (Yargıtay 2. Hukuk Dairesi T.13.01.2015, 2014/27865 E.,2015/250 K.)

Ayrılık Davasında Tedbir Nafakası 

“…Somut olayda yukarıda açıklanan ilke ve esaslar ve tüm dosya kapsamına göre, davalının evlilik birliğinin yükümlülüklerini yerine getirmemesi ve davacıyı dövmesi nedeniyle davacı ayrı yaşamak zorunda kaldığı sabittir. Davacı ayrı yaşamakta haklıdır. Ayrı yaşamakta hakkı olan davacı (kadın) eş için hakkaniyete uygun bir miktarda tedbir nafakasına hükmolunması gerekirken yanılgılı değerlendirme sonucunda davacı kadın yönünden tedbir nafakası talebinin reddedilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK. nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA…”(Yargıtay 3. Hukuk Dairesi T.26.02.2013, 2013/2013 E.,2013/3039 K.)

Birden Fazla Dosyada Tedbir Nafakasına Hükmedilmesi

“Taraflar arasında ayrı mahkemelerde yürüyen boşanma davalarının olması veya boşanma davasından bağımsız olarak ayrı yaşama olgusuna dayalı (TMK m. 197) açılan tedbir nafakası davasının bulunması, bu davaların her birinde geçici nitelikte olan, talep ve kusur şartlarına bağlı olmayan TMK' nın 169. maddesine dayalı tedbir nafakası hükmedilmesine engel değildir.

Kural olarak her dava açıldığı tarihteki şartlara göre değerlendirilir. Dolayısıyla hâkim, önüne gelen dosyada, tarafların ve çocukların gereksinimlerine bağlı olarak derdest olan diğer davaların akıbetine bağlı olmaksızın uygun bir nafakaya karar verecek, gerekli gördüğü takdirde bu nafakanın miktarında indirim ve artış da yapabilecektir.

Hemen belirtilmelidir ki, birden fazla dosyada tedbir nafakasına hükmedilmesi hâlinde dahi tahsil edilecek nafaka miktarı tektir. Bu durumun karışıklığa sebebiyet vermemesi için hâkimin infazı kabil nitelikte hüküm kurması ve "tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla" ibaresinin hükümde yer alacak şekilde nafakaya hükmetmesi gerekmektedir.” (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu T.30.05.2019      2017/2287 E., 2019/627 K.)