Vasiyetname, mirasbırakanın irade beyanı ile tek taraflı olarak yapılan bir ölüme bağlı tasarruftur. Ölüme bağlı tasarrufların hüküm ve neticelerini, mirasbırakanın ölümünden sonra meydana getirmesi söz konusu olduğu için, bu özelliği nedeniyle, kanun koyucu bu tasarrufların kurulmasını sıkı şekil şartına bağlamıştır.
Kanun koyucu ölüme bağlı tasarrufların yapılması için iki farklı şekil şartı öngörmüştür. Bunlardan biri, mirasbırakanın tek taraflı yaptığı ve her zaman dönebileceği vasiyetname (MK 531-544),diğeri iki taraflı, bağlayıcı özelliği olan miras sözleşmesidir. Vasiyetname resmi şekilde veya mirasbırakanın el yazısı ile ya da sözlü olarak yapılabilir.
Resmî vasiyetname, iki tanığın katılmasıyla resmî memur tarafından düzenlenir. Resmî memur; sulh hâkimi, noter veya kanunla kendisine bu yetki verilmiş diğer bir görevli olabilir. Mirasbırakan, arzularını resmî memura bildirir. Bunun üzerine memur, vasiyetnameyi yazar veya yazdırır ve okuması için mirasbırakana verir. Vasiyetname, mirasbırakan tarafından okunup imzalanır. Memur, vasiyetnameyi tarih koyarak imzalar. Vasiyetnameye tarih ve imza konulduktan hemen sonra mirasbırakan, vasiyetnameyi okuduğunu, bunun son arzularını içerdiğini memurun huzurunda iki tanığa beyan eder. Tanıklar, bu beyanın kendi önlerinde yapıldığını ve mirasbırakanı tasarrufa ehil gördüklerini vasiyetnameye yazarak veya yazdırarak altını imzalarlar. Vasiyetname içeriğinin tanıklara bildirilmesi zorunlu değildir.
Mirasbırakan vasiyetnameyi bizzat okuyamaz veya imzalayamazsa, memur vasiyetnameyi iki tanığın önünde ona okur ve bunun üzerine mirasbırakan vasiyetnamenin son arzularını içerdiğini beyan eder. Bu durumda tanıklar, hem mirasbırakanın beyanının kendi önlerinde yapıldığını ve onu tasarrufa ehil gördüklerini; hem vasiyetnamenin kendi önlerinde memur tarafından mirasbırakana okunduğunu ve onun vasiyetnamenin son arzularını içerdiğini beyan ettiğini vasiyetnameye yazarak veya yazdırarak altını imzalarlar.
Resmi vasiyetname diğer iki vasiyet türüne nazaran çok daha güvenilir vasiyettir. Burada mirasbırakanın iradesi tartışmaya yer vermeyecek şekilde açık olarak ortaya konulur. Bunu tanzim edenler resmi memurlar olup, işin uzmanı olduklarından, herhangi bir şekil eksikliğine mahal vermezler(Bilge Öztan, Miras Hukuku, 6. Bası, Ankara 2014, s.209).
Fiil ehliyeti bulunmayanlar, bir ceza mahkemesi kararıyla kamu hizmetinden yasaklılar, okur yazar olmayanlar, mirasbırakanın eşi, üstsoy ve altsoy kan hısımları, kardeşleri ve bu kişilerin eşleri, resmî vasiyetnamenin düzenlenmesine memur veya tanık olarak katılamazlar. Resmî vasiyetnamenin düzenlenmesine katılan memura ve tanıklara, bunların üstsoy ve altsoy kan hısımlarına, kardeşlerine ve bu kişilerin eşlerine o vasiyetname ile kazandırmada bulunulamaz. Resmî vasiyetnameyi düzenleyen memur, vasiyetnamenin aslını saklamakla yükümlüdür.
El yazılı vasiyetnamenin yapıldığı yıl, ay ve gün gösterilerek başından sonuna kadar mirasbırakanın el yazısıyla yazılmış ve imzalanmış olması zorunludur. El yazılı vasiyetname, saklanmak üzere açık veya kapalı olarak notere, sulh hâkimine veya yetkili memura bırakılabilir.
Elle yazılı vasiyetnamenin, diğer vasiyetname türlerine göre yapılması daha kolaydır ve masrafsızdır. Ancak el yazılı vasiyetnamenin kolayca tahrip edilme ve yok edilme ihtimali olduğundan diğer vasiyetnameler gibi kalıcı olmaz. Ayrıca el yazılı vasiyetnameyi hazırlayan mirasbırakan, vasiyetnameyi kolayca değiştirebilir.
El yazılı vasiyetnamede; vasiyetnamenin tamamı vasiyetname bırakanın el yazısı ile yazılmalıdır. Vasiyetnamenin okunaklı olmaması iptal sebebi oluşturmaz. Ancak vasiyetnamenin tamamına yakın bir kısmı karalanmış olması durumunda vasiyetnamenin hükümsüzlüğüne karar verilebilir. El yazılı vasiyetnamenin geçerli olabilmesi için vasiyetname düzenleyen kişinin ölüme bağlı tasarruf yapma iradesini ortaya koyması gerekmektedir.
Ayrıca vasiyetname düzenleyenin el yazılı vasiyetnamede yıl, ay, gün göstererek tarih atması gerekmektedir. El yazılı vasiyetnamede tarih bulunmaması halinde bu husus, iptal sebebi oluşturur. El yazılı vasiyetnamede imzanın olması önemlidir. El yazısı ile atılan bir imzanın vasiyetnamede bulunmaması halinde el yazılı vasiyetname geçerli olmayacaktır.
Mirasbırakan; yakın ölüm tehlikesi, ulaşımın kesilmesi, hastalık, savaş gibi olağanüstü durumlar yüzünden resmî veya el yazılı vasiyetname yapamıyorsa, sözlü vasiyetname yoluna başvurabilir. Bunun için mirasbırakan, son arzularını iki tanığa anlatır ve onlara bu beyanına uygun bir vasiyetname yazmaları veya yazdırmaları görevini yükler. Resmî vasiyetname düzenlenmesinde okur yazar olma koşulu dışında, tanıklara ilişkin yasaklar, sözlü vasiyetteki tanıklar için de geçerlidir.
Mirasbırakan tarafından görevlendirilen tanıklardan biri, kendilerine beyan edilen son arzuları, yer, yıl, ay ve günü de belirterek hemen yazar, bu belgeyi imzalar ve diğer tanığa imzalatır. Yazılan belgeyi ikisi birlikte vakit geçirmeksizin bir sulh veya asliye mahkemesine verirler ve mirasbırakanı vasiyetname yapmaya ehil gördüklerini, onun son arzularını olağanüstü durum içinde kendilerine anlattığını hâkime beyan ederler.
Tanıklar, daha önce bir belge düzenlemek yerine, vakit geçirmeksizin mahkemeye başvurup yukarıdaki hususları beyan ederek mirasbırakanın son arzularını bir tutanağa geçirtebilirler. Sözlü vasiyet yoluna başvuran kimse askerlik hizmetinde bulunuyorsa, teğmen veya daha yüksek rütbeli bir subay; Ülke sınırları dışında seyreden bir ulaşım aracında bulunuyorsa, o aracın sorumlu yöneticisi; sağlık kurumlarında tedavi edilmekteyse, sağlık kurumunun en yetkili yöneticisi hâkim yerine geçer.
Mirasbırakan için sonradan diğer şekillerde vasiyetname yapma olanağı doğarsa, bu tarihin üzerinden bir ay geçince sözlü vasiyet hükümden düşer. Sözlü vasiyetname, olağanüstü durumlarda yapılmaktadır. Vasiyetname bırakan kişinin el yazılı vaziyet yada resmi vasiyet yapma imkanı var iken, sözlü vasiyet yapması halinde sözlü vasiyetname hükümsüz olur. Sözlü vasiyetnamede belirtilen olağanüstü durumlar şunlardır: Yakın ölüm tehlikesi, ulaşımın kesilmesi, hastalık, savaştır.
Sözlü vasiyetname, olağanüstü durumun varlığında geçerli olur ve olağanüstü durumun ortadan kalkması ile vasiyetçinin hayatta olması durumunda el yazılı yada resmi vasiyetname yapılmalıdır. Mirasbırakan için sonradan diğer şekillerde vasiyetname yapma olanağı doğarsa, bu tarihin üzerinden bir ay geçince sözlü vasiyet hükümden düşer. Bir aylık süre geçince vasiyet bırakan hayatta ise, sözlü vasiyetname hüküm ifade etmeyecektir. Sözlü vasiyetnamenin şekil şartlarına uyulmaması halinde sözlü vasiyetname, hükümsüz olur.
Vasiyetname, geçerli olup olmadığına bakılmaksızın, tesliminden başlayarak bir ay içinde mirasbırakanın yerleşim yeri Sulh Hakimi tarafından açılır. Vasiyetname açılırken bilinen mirasçılar ve diğer ilgililer, açılması sırasında diledikleri takdirde hazır bulunmak üzere çağrılır ve okunur. Vasiyetnamenin açılışını müteakip mirasta hak sahiplerinin her birine, vasiyetnamenin kendilerine ilişkin kısımlarının onaylı bir örneği tebliğ olunur. Lehlerine karşılıksız kazandırma yapılan kimselerin ve mirasçıların adresleri belli değilse kendilerine vasiyet ilanen tebliğ edilir. Sulh Hakimi, vasiyetnamenin kendisine teslimini müteakip gerekli koruma önlemlerini alır, olanak varsa ilgilileri dinleyerek yasal mirasçılara terekenin geçici olarak teslimine yahut resmen yönetilmesine karar verir. Vasiyetnamenin açılıp okunduğunun tespit edilmesinin amacı, mirasçıları ve lehine kazandırma yapılan kişileri bilgilendirme ve yasal haklarını kullanmayı temine yönelik bir işlemdir. Bu nedenle, Sulh Hakiminin görevi, TMK'nın 596 ve Türk Medeni Kanununun Velayet, Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına Dair Tüzüğün 36/2. maddesine uygun olarak vasiyetnameyi açıp, lehine kazandırma yapılan kişi ile yasal mirasçıların vasiyetnamenin açılması sırasında hazır bulunmak üzere çağrılmasını sağlamaktır.
Mirasbırakan, vasiyetname için kanunda öngörülen şekillerden birine uymak suretiyle yeni bir vasiyetname yaparak önceki vasiyetnameden her zaman dönebilir. Vasiyetnamenin tamamından veya bir kısmından dönülebilir. Vasiyetnameden dönme (vasiyetnamenin geri alınması), el yazılı, sözlü, resmi vasiyetname yada miras sözleşmesi ile yapılması gerekmektedir. Vasiyetten dönme, ölüme bağlı tasarruflar ile yapılamaması halinde hükümsüz olur.
Mirasbırakan, yok etmek suretiyle de vasiyetnameden dönebilir. Kaza sonucunda veya üçüncü kişinin kusuruyla yok olan ve içeriğinin aynen ve tamamen belirlenmesine olanak bulunmayan vasiyetname hükümsüz kalır. Tazminat isteme hakkı saklıdır.
Vasiyetnamenin yok olması, kaza sonucunda, üçüncü kişinin kusuru ile, yırtma, yakma şeklinde yada yazıların karalanması, çizilmesi şeklinde de gerçekleşebilir. Mirasbırakan, önceki vasiyetnamesini ortadan kaldırmaksızın yeni bir vasiyetname yaparsa, kuşkuya yer bırakmayacak surette önceki vasiyetnameyi tamamlamadıkça, sonraki vasiyetname onun yerini alır. Belirli mal bırakma vasiyeti de, vasiyetnamede aksi belirtilmedikçe, mirasbırakanın sonradan o mal üzerinde bu vasiyetle bağdaşmayan başka bir tasarrufta bulunmasıyla ortadan kalkar.
Vasiyetname, mirasbırakanın tasarruf ehliyeti bulunmadığı bir sırada yapılmışsa, Tasarruf yanılma, aldatma, korkutma veya zorlama sonucunda yapılmışsa, Tasarrufun içeriği, bağlandığı koşullar veya yüklemeler hukuka veya ahlâka aykırı ise, Tasarruf kanunda öngörülen şekillere uyulmadan yapılmışsa vasiyetnamenin iptali için dava açılabilir.
Vasiyetnamenin iptali davası, tasarrufun iptal edilmesinde menfaati bulunan mirasçı veya vasiyet alacaklısı tarafından açılabilir. Dava, ölüme bağlı tasarrufun tamamının veya bir kısmının iptaline ilişkin olabilir. İptal davası, ölüme bağlı tasarrufla kendilerine, eşlerine veya hısımlarına kazandırma yapılanların tasarrufun düzenlenmesine katılmalarının yol açtığı sakatlığa dayandığı takdirde tasarrufun tamamı değil, yalnız bu kazandırmalar iptal edilir.
Noterler, yaptıkları işlemlerden Harçlar Kanunu’na göre aldıkları harçların yüzde otuzu oranında noter ücreti alırlar. Noterler, yaptıkları vasiyetname ve vakıf senedi düzenlemesinden 313,53 TL düzenleme ücreti alırlar. Bu işlemlerden vazgeçme veya bunların feshi, iptali ve değiştirilmesi yukarıda belirtilen ücretin üçte biri oranında ücrete tabidir. Düzenleme ücreti alınması gereken bir işlemde hesap edilecek noter ücreti ile düzenleme ücretinden hangisi fazla ise o ücret alınır.
“4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 102. maddesine göre; "Vakıf kurma iradesi, resmi senetle veya ölüme bağlı tasarrufla açıklanır. Vakıf, yerleşim yeri mahkemesi nezdinde tutulan sicile tescil ile tüzel kişilik kazanır. Mahkemeye başvurma, resmi senet düzenlenmiş ise vakfeden tarafından; vakıf ölüme bağlı tasarrufa dayanıyorsa ilgililerin veya vasiyetnameyi açan sulh hakiminin bildirimi üzerine ya da Vakıflar Genel Müdürlüğünce resen yapılır." Somut olayda, Mahkemece Yargıtay (Kapatılan) 18. Hukuk Dairesi'nin bozma ilamına uyulmuş ancak bozma ilamının gerekleri yerine getirilmemiştir.
Mahkemece vakfın yeterli mal varlığı bulunmadığından bahisle tescil talebi reddedilmiş ise de, murisin 14.03.1956 tarihli vasiyetnamede vakıf kurulması için özgülediği mallar vakıf kurulması için yeterlidir. Kaldı ki, dosyada bulunan belgelerden, dava tarihinden sonra vakıf adına okul yapılması için yüklü miktarda bağış yapıldığı görülmüştür. Buna göre, Mahkemece dosya içeriğindeki deliller değerlendirilmeden yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir.” (Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 18.01.2021 T., 2020/4668 E., 2021/149 K.)
“Somut olayda; mahkemece mirasçıların tespitine ilişkin alınmış olan nüfus kayıtları incelendiğinde, ilk çıkarılan nüfus kayında mirasçı olarak sadece “... ve ...”ın göründüğü ancak daha sonra alınan nüfus kayıtlarında “...” kaydına da rastlanmadığı gibi hükmü temyiz eden mirasçıların isimlerinin de görünmediği anlaşılmıştır. Mirasçılık durumuna ilişkin olarak temyiz yoluna başvuran mirasçıların temyiz dilekçelerine ek olarak sundukları 16/11/2012 tarihinde kesinleşen Hassa Asliye Hukuk Mahkemesinin 05/09/2012 tarih ve 2011/440 E. 2012/365 K. sayılı karar incelendiğinde ise temyiz yoluna başvuran mirasçıların, nüfus kaydında görünmeme sebeplerinin maddi hatalardan kaynaklandığı, ilgili kararda “...” olarak görünen ...’ın kaydının düzeltilerek murisin nüfus kaydına yazılmasına ve “...” adına var olan kaydın iptaline yine mirasçılardan ...,...’in nüfusa kaydında anne adının ... göründüğü ve bu kaydın ... olarak düzeltilmesine karar verildiği anlaşılmıştır. Söz konusu mahkeme kararı doğrultusunda yeni alınan nüfus kaydında miras bırakanın ... dışında temyiz yoluna başvuranların da mirasçısı olduğu anlaşılmıştır. Bu sebeple; mahkemece vasiyetnamenin açılmasına karar verilmiş ise de; mirasçıların tespiti eksik yapılmış ve “...” dışındaki mirasçılara duruşma gününün tebliğ edildiğine dair dosya içerisinde evrak bulunmadığı görülmüştür. Türk Medeni Kanunu'nun 596/2. maddesi uyarınca, bilinen tüm mirasçılar ve diğer ilgililer usulüne uygun çağrılmadan, vasiyetnamenin açılıp okunmasına karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.”(Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 17.12.2020 T., 2020/10611 E., 2020/7979 K.)
“…Türk Medeni Kanunu'nun 535. maddesi “Mirasbırakan vasiyetnameyi bizzat okuyamaz veya imzalayamazsa, memur vasiyetnameyi iki tanığın önünde ona okur ve bunun üzerine mirasbırakan vasiyetnamenin son arzularını içerdiğini beyan eder. Bu durumda tanıklar, hem mirasbırakanın beyanının kendi önlerinde yapıldığını ve onu tasarrufa ehil gördüklerini; hem vasiyetnamenin kendi önlerinde memur tarafından mirasbırakana okunduğunu ve onun vasiyetnamenin son arzularını içerdiğini beyan ettiğini vasiyetnameye yazarak veya yazdırarak altını imzalarlar.” hükmünü içermektedir. Somut olayda, dava konusu vasiyetname incelendiğinde, mirasbırakanın okur yazar olmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, tanıklar hem mirasbırakanın beyanının kendi önlerinde yapıldığını ve onu tasarrufa ehil gördüklerini; hem vasiyetnamenin kendi önlerinde memur tarafından mirasbırakana okunduğunu ve onun vasiyetçinin son arzularını içerdiğini belirtmeleri ve bu beyanlarının altını imzalamaları gerekmektedir. TMK'nın 535.maddesinde öngörülen ilkeler geçerlilik şartıdır. Bunlardan birinin eksikliği vasiyetnameyi geçersiz kılar. Ne var ki, davaya konu vasiyetnamede tanıkların “mirasbırakanın beyanının kendi önlerinde yapıldığını” gösteren beyanları yoktur. Bu beyanın yokluğu vasiyetnameyi geçersiz kılar. Hal böyle olunca, bölge adliye mahkemesince; TMK'nın 535. maddesinin ikinci fıkrasında öngörülen şekil şartlarına aykırı olarak düzenlenen vasiyetnamenin iptali ile davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılıp dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine ilişkin karar usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.” (Yargıtay 3.Hukuk Dairesi 18.11.2020 T., 2020/2644 E.,2020/6717 K.)
“…Türk Medeni Kanununun 536. maddesinde resmi vasiyetnamede yer alacak tanıkların bazı özellikleri taşıması hükme bağlanmış; bazı kişilerin resmî memur veya tanık olarak, resmî vasiyetnamenin tanziminde yer alamayacağı açıkça öngörülmüştür. Düzenlemeye katılma yasağını öngören 536. madde emredicidir. Türk Medeni Kanununun 536. maddesinin 1. fıkrası mutlak yasakları öngörmüştür. Birinci fıkraya göre “Fiil ehliyeti bulunmayanlar, bir ceza mahkemesi kararıyla kamu hizmetinden yasaklılar, okur yazar olmayanlar, mirasbırakanın eşi, üstsoy ve altsoy kan hısımları, kardeşleri ve bu kişilerin eşleri, resmi vasiyetnamenin düzenlenmesine memur veya tanık olarak katılamazlar”. Kanun koyucu, Türk Medeni Kanununun 536/I. maddesine tanıkların ve resmi memurun tarafsızlığının sağlanmasını istediği için böyle bir hükmü düzenlemiştir. Türk Medeni Kanununun 536/I. maddesinde öngörülen unsurlardan birini içinde barındıran resmî vasiyetname resmi şekle aykırı olarak düzenlenmiş addedilir ve işlem iptal davasına konu edilebilir.
Mirastan feragat sözleşmesi, hukuki niteliği itibariyle bir miras sözleşmesi olduğu için, yukarıda açıklanan kurallar mirastan feragat sözleşmesinin kurulmasında da geçerli olacaktır. Somut olayda, mirasbırakanın damadı ... ... 1. Noterliğinin 06.03.2009 tarihli düzenleme şeklinde mirastan feragat sözleşmesinde tanık olarak yer almıştır. Türk Medeni Kanununun 536. maddesinde belirtilen emredici ve yasaklayıcı kural nedeniyle geçerli bir mirastan feragat sözleşmesinden söz edilemez. Bu sebeple davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olmuş; bozmayı gerektirmiştir…” (Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2019/3626 E., 2020/5850 K.)
Miras avukatı ve vasiyetnameler hakkında detaylı bilgi almak için İstanbul avukatı olan Avukat Esra Akyıldız Yaşar ile iletişime geçebilirsiniz. İnternet sitemizde yer alan tüm makale ve içeriklerin telif hakkı AVUKAT ESRA AKYILDIZ YAŞAR’a aittir. Sitemizdeki makalelerin kopyalanması ve izinsiz olarak alınması durumunda hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. |